Eğitim-İş’ten Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede, Güçlü Bir Mesaj.
Eğitim-İş Aydın Şube Sekreteri Yasemin Semiz, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü’nde yaptığı açıklamada, kadın cinayetlerinin artışını ve İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını eleştirdi.
25 Kasım 1960'da Dominik Cumhuriyeti'nde, faşist Trujillo Hükümeti'ne karşı direnen Mirabel kardeşlerin vahşice katledilmesi, tarihe kara bir gün olarak geçti. Birleşmiş Milletler, bu acı olayı unutturmamak ve kadın hakları mücadelesine dikkat çekmek amacıyla 1999 yılında 25 Kasım’ı Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü ilan etti.
Eğitim-İş Aydın Şube Örgütlenme Sekreteri Yasemin Semiz, şube yönetim kurulu adına yaptığı açıklamada, kadına yönelik şiddetle mücadelenin Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve anayasal yükümlülükler doğrultusunda devletin temel sorumluluğu olduğunu vurguladı. Ancak Türkiye’de kadınların can güvenliğini sağlayacak politikaların eksikliği, sorunun büyümesine yol açıyor.
OECD verilerine göre, Türkiye’de kadınların %38’i hayatlarında en az bir kez eş veya partner şiddetine maruz kalıyor. Bu oran OECD ortalamasının neredeyse iki katı. 2024'ün ilk 10 ayında ise erkekler tarafından en az 327 kadın öldürüldü. 2002’den bu yana kadın cinayetleri 8 bin 500’ü aşarken, kadınların yaşam hakları sistematik olarak ihmal edildi.
Özellikle İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, kadınların yasal güvencelerini zayıflatırken, şiddetle mücadeledeki en önemli uluslararası mekanizmaları etkisizleştirdi. Eğitim-İş, bu kararı kadınların yaşam hakkını hiçe sayan bir anlayış olarak değerlendiriyor.