TÜBİTAK Desteğiyle Thebai Antik Kenti Projesi: Mykale Dağı'nın Tarihi Sırları Açığa Çıkıyor.
Türkiye'nin zengin arkeolojik mirası sürprizlerle dolu. Üniversitemiz Arkeoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Aydın Erön ve öğrenci Merve S. Çakan liderliğindeki "Mykale Dağı'nın Güneybatısında Bir Erken Yerleşim: Thebai" projesi, TÜBİTAK desteğiyle önem kazandı.

Türkiye'nin antik dönemden günümüze uzanan zengin kültürel mirası, tarih meraklılarını ve araştırmacıları cezbetmeye devam ediyor. Bu heyecan verici serüvenlerden biri de Üniversitemiz İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aydın Erön ve doktora programı öğrencisi Merve S. Çakan tarafından yürütülen "Mykale Dağı'nın Güneybatısında Bir Erken Yerleşim: Thebai" başlıklı projede yaşanıyor.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından "1002-A Hızlı Destek Modülü" kapsamında desteklenen bu proje, tarihin derinliklerindeki sırları aydınlatmayı amaçlıyor. Proje, Samsun (Mykale) Dağı'nın eteklerinde yer alan Thebai Antik Kenti'ni mercek altına alarak bölgenin antik döneme ait izlerini gün yüzüne çıkarmayı hedefliyor.
Kuşadası İlçesi ve Samsun (Mykale) Dağı Arkeolojik Yüzey Araştırması kapsamında yürütülen Thebai Antik Kenti projesi, 2020-2022 yılları arasında ayrıntılı bir şekilde gerçekleştiriliyor. Yerleşim alanının buluntuları, arkeologlar tarafından titizlikle incelenerek antik döneme ait yaşam biçimleri, ekonomi ve kültürel pratikler hakkında önemli ipuçları sunuyor.
Thebai Antik Kenti'nin buluntularının genel bir değerlendirmesi yapıldığında, bölgedeki yerleşimlerin ekonomisinin tarım ve hayvancılığa dayandığı görülüyor. Özellikle balıkçılık ve arıcılığın önemli bir rol oynadığı bu toplulukların yaşam biçimi, buluntuların analiziyle ortaya çıkıyor. Thebai antik kalıntıları, bu tarz yerleşim modellerini anlamak ve geçmişe ışık tutmak açısından büyük bir değere sahip.
Projede elde edilen buluntular, sadece bölgenin tarihini aydınlatmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye'nin antik dönem mirasını koruma ve gelecek nesillere aktarma çabalarına da katkı sağlıyor. Bu çalışma, arkeolojinin sadece geçmişi değil, aynı zamanda geleceği şekillendiren bir disiplin olduğunu gösteriyor.

